Yenidoğan çetesi skandalında hemşire Hakan Doğukan Taşçı'nın ifadesi…

Taşçı, ambulansta yaşanan usulsüzlüklerin kendisini nasıl etkilediğini ve bu duruma karşı nasıl bir tavır aldığını anlattı.

Taşçı, "İşler iyice çığırından çıktıktan sonra çocukların sağlığı tehlikeye girdi," diyerek yaşanan süreçte sürekli tartıştığını ifade etti. Kendisine, doktor yerine epikriz raporu yazdırıldığı ve usulsüz ilaç satışlarının yapıldığı gibi suçlamalar yöneltildiğini belirten hemşire, bu durumun vicdanını rahatsız ettiğini vurguladı.

Çetenin yapısı ve iddialar

İddianamede, suç örgütünün liderliğini doktor Fırat Sarı’nın yaptığı, sevk işlemlerini ise doktor İlker Gönen ile ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in üstlendiği belirtiliyor. Bu yapı, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde SGK'dan yüksek ödeme almak için 112 Acil Çağrı Sistemi'ni manipüle etmekle suçlanıyor.

İstenilen cezalar ve yasal süreç

Taşçı’nın şikayetleri sonucunda, Gıyasettin Mert Özdemir’in “kasten öldürme” ve “dolandırıcılık” suçlarından 180 yıldan fazla hapis cezası istemiyle yargılanması gündemde. Diğer sanıklar içinse toplamda 582 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

"Canları hiçe sayıyorlar"

Taşçı, bebeklerin canının hiçe sayıldığını ve bu işlerin sadece para kazanma amacı güttüğünü ifade etti. Özel hastanelerle işbirliği yapan çetenin, hasta bebeklerin durumu uygun olmaksızın hastanelere sevk edilmesine neden olduğunu vurguladı. Taşçı, bu süreçte devreye giren Serdar Yüksel’in de İstanbul dışındaki sevk organizasyonlarından sorumlu olduğunu belirtti.

Bu skandal, sağlık sektöründe güvenin sarsılmasına yol açarken, hemşire Taşçı’nın cesurca yaptığı açıklamalar, toplumda büyük bir yankı uyandırdı. Yenidoğanların sağlığını tehlikeye atan bu tür usulsüzlüklerin önüne geçmek için daha fazla denetim ve şeffaflık gerektiği bir kez daha gözler önüne serildi.