Karataş, “Bu yapılanları yoğun bakımda çalışan herkes bilir. Ancak başka çareleri olmadığı için hasta yakınları bile ses çıkarmıyor,” dedi.
Bakanlığa ihbar ve sonrası
Karataş, Sağlık Bakanlığı'na yaptığı şikâyetin ardından hastaneye denetim gönderildiğini belirtti. Ancak, hastanenin denetimden haberdar olduğunu ve gerekli düzenlemeleri yaptığını vurguladı. Bu durum, denetimlerin etkinliğini sorgulatan önemli bir noktayı gündeme getirdi.
Kan donduran uygulamalar
Yenidoğan bebeklerin, anlaşmalı hastanelere sevk edilerek haksız kazanç sağlanması ve bazı bebeklerin ölmesine neden olan süreç hakkında bilgi veren Karataş, "İyileşen hastalar bile taburcu edilmiyor; yoğun bakım enfeksiyonuna maruz bırakılıyor ve yaşamını yitiriyor," ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, sağlık sistemindeki derin yaraları ve etik dışı uygulamaları gözler önüne seriyor.
Sistem içindeki çürümüşlük
Karataş, hasta yakınlarının yanı sıra sağlık personelinin de bu durumu bildiğini ancak ses çıkaramadığını belirtti. "Vicdanlarını törpüleyen yoğun bakım hemşireleri var. Temizlik görevlisi bile bu durumu biliyor," dedi. Eğitimli gençlerin bu sistem içinde kendilerini yetiştirecek kişileri sorgulamak zorunda kaldığına dikkat çekti.
Taner Karataş’ın açıklamaları, sağlık sektöründeki çürümüşlüğü ve adalet arayışını derinleştiriyor. Bu skandalın ardından nasıl bir yargılama süreci olacağı ve Sağlık Bakanlığı’nın nasıl bir önlem alacağı merakla bekleniyor. Kamuoyunun ve yetkililerin dikkatini çeken bu itiraflar, sağlık sisteminin iç yüzünü aydınlatacak gibi görünüyor.