Eğilmez, Türkiye'nin ekonomik gidişatında önemli rol oynayan enflasyon beklentilerinin, gerçek rakamlarla uyuşmadığını ifade etti. Özellikle, Merkez Bankası'nın öngördüğü hedeflerle piyasa gerçekleri arasındaki fark dikkat çekiyor.
Eğilmez, yazısında rasyonel beklentiler kuramına atıfta bulunarak, beklentilerin ekonomik sonuçları nasıl şekillendirdiğini açıkladı. Ekonomik karar alıcıların, artan enflasyon beklentileri doğrultusunda fiyatları artırmaya yöneldiğini belirtti. Bu durum, enflasyonun yükselmesine neden olarak, döngüyü devam ettiriyor.
Anket sonuçları ve çelişkili görüşler
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) düzenlediği anketlerin sonuçlarına değinen Eğilmez, piyasa katılımcılarının Eylül 2025'te enflasyonun %27,49’a düşeceğini öngördüğünü ancak reel sektör temsilcilerinin bu seviyenin sabit kalacağını düşündüğünü aktardı. En kötümser tahmin ise hane halklarından geldi; bu grup, enflasyonun %71,56’ya yükseleceğini düşünüyor.
Ovp hedefleri ile gerçekler arasında uçurum
Eğilmez, bu üç grubun ortalama beklentisinin, 2025 yılı sonunda enflasyonun mevcut seviyelerde kalacağına işaret ettiğini vurguladı. Orta Vadeli Program'da (OVP) öngörülen %17,50’lik hedefin, toplumun hiç bir kesimi tarafından kabul görmediği sonucuna vardı. Özellikle reel sektörün beklentileri, enflasyonla mücadelede başarılı olmanın zor olduğunu gösteriyor.
Ekonomik belirsizliklerin arttığı bu dönemde, Eğilmez’in tahminleri, karar alıcılar için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Toplumun farklı kesimlerinden gelen beklentiler, enflasyonla mücadeledeki zorlukları gözler önüne seriyor. Bu durum, ekonomik stratejilerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.