Artan kira bedelleriyle birlikte, ev sahipleri kefil, tahliye taahhütnamesi ve gelir belgesi gibi çeşitli talepleri gündeme getirdi. Bu yeni uygulamalar kiracıları köşeye sıkıştırırken, yasal çerçeveye dair tartışmalar da hız kazandı.
Uzman Avukat Elvan Kakıcı Şimşek, kiracıların hakları ve ev sahiplerinin taleplerinin yasal sınırlarını açıkladı. Şimşek, kiracıların mahremiyetine müdahale etmeden, kira sözleşmelerinde açıkça belirtilen şartların yerine getirilmesi gerektiğini belirtti. "Kiracıların aylık gelirlerini belgelendirmeleri istenebilir, ancak kişisel verilerin korunmasına dair kanunlara uyulması şarttır. Borç durumunun öğrenilmesi ve findeks raporu talep edilmesi yasal sınırlar içinde değildir" dedi.
Tahliye taahhütnamesi, kiracının belirli bir tarihte taşınmazı boşaltacağına dair yazılı bir beyan olarak tanımlanıyor. Şimşek, bu taahhütnamenin geçerli olabilmesi için kira sözleşmesinden sonra düzenlenmiş olması ve net bir tarih içermesi gerektiğini vurguladı. "Kira sözleşmesi yapılmadan önce verilen tahliye taahhütleri geçersiz sayılır. Taahhütnamenin kiracı tarafından imzalanması esastır" şeklinde açıkladı.
Ev sahiplerinin taleplerinin yasal çerçevesi
İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa, yüksek kira bedelleri ve TÜFE’nin etkisiyle ev sahiplerinin güvenilir kiracılar aradığını belirtti. "Ev sahipleri, yüksek kira bedellerini ödeyebilecek kiracılar bulmak istiyor ve bu yüzden kefil, tahliye taahhüdü gibi talepler ortaya çıkıyor. Bu talepler yasal çerçevede geçerli, çünkü kira sözleşmesi iki tarafın da karşılıklı taleplerini içerebileceği bir anlaşmadır" dedi.
Avukat Sinan Keskin, ev sahiplerinin taleplerinin hukuka uygun olduğuna ancak kişisel verilerin korunması yasalarına riayet edilmesi gerektiğine dikkat çekti. "Borç durumu ve findeks raporu talep etmek hukuki engel oluşturmaz, fakat kişisel verilerin korunması kanunlarına uyulmalıdır" dedi. Ayrıca, kefil talebinin yasal olduğunu ve kiracıların kefil bulamaması durumunda alternatif çözümler üzerinde anlaşılabileceğini belirtti.
Bu yeni düzenlemeler, kiracıların haklarını ve ev sahiplerinin taleplerini yeniden değerlendirmeyi zorunlu kılıyor. Kiracıların, sözleşme ve taahhütlerde belirtilen şartlara uygun hareket etmeleri, yasal sürecin sorunsuz işlemesi açısından büyük önem taşıyor.