Batı Nil Virüsü krizi: Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına rağmen gerçekler çok farklı!

Son günlerde Türkiye’nin sağlık gündeminde önemli bir yer tutan Batı Nil virüsü vakaları, İstanbul'da alarm veriyor.

Sağlık Bakanlığı'nın ülke genelindeki vaka sayısını yalnızca 6 olarak açıklamasına karşın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) şehrin içinde bulunduğu durumun çok daha ciddi olduğunu ortaya koydu. İBB verilerine göre, İstanbul'da tek başına 21 Batı Nil virüsü vakası tespit edildi.

Tehlike altındaki bölgeler

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanı Dr. Önder Yüksel Eryiğit’in verdiği bilgilere göre, virüs özellikle Culex cinsi sivrisinekler tarafından yayılıyor. Bu sivrisinekler, virüsün yayılmasında kritik rol oynuyor. Ümraniye, Beylikdüzü, Avcılar, Küçükçekmece ve Büyükçekmece ilçeleri, sivrisineklerin en yoğun olduğu bölgeler olarak öne çıkıyor. Bu bölgelerdeki durgun su kaynaklarının kontrol altına alınmaması, sivrisinek popülasyonunun hızla artmasına neden oluyor.

İstanbul'da, virüsle mücadele kapsamında çeşitli önlemler alınıyor. İBB, sivrisinek üreme alanlarını tespit etmek amacıyla yumurta ve uçkun tuzakları kurdu. Elde edilen veriler, coğrafi bilgi sistemlerine kaydedilerek, dinamik bir şekilde müdahale planları oluşturuluyor. Özellikle terk edilmiş inşaat alanları, göletler, tıkanmış rögarlar ve süs havuzları gibi bölgelerde düzenli olarak larva kontrolleri yapılıyor ve gerekirse ilaçlama işlemleri gerçekleştiriliyor.

Dr. Eryiğit, halkın Batı Nil virüsü konusunda bilinçlendirilmesinin önemine dikkat çekiyor. İstanbul’da etkili bir mücadele için vatandaşların da sürece aktif bir şekilde katılması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, Yunanistan’daki ölüm vakalarının İstanbul’da alarm durumunu tetiklediği vurgulanıyor. Bu nedenle, eylül ortasına kadar devam etmesi beklenen sivrisinek sezonunda İBB’nin saha çalışmalarını artırarak sürdüreceği belirtiliyor.

Batı Nil virüsü, enfekte sivrisineklerin sokmasıyla insanlara bulaşan viral bir hastalıktır. Belirtileri arasında ateş, baş ağrısı, halsizlik ve kas ağrıları yer alıyor. Korunmak için sivrisinek sokmalarına karşı önlemler alınmalı, özellikle sivrisineklerin aktif olduğu saatlerde açık alanlardan kaçınılmalı ve kapalı giysiler giyilmelidir. Ayrıca, pencerelere ve kapılara sineklik takılmalı ve su birikintileri düzenli olarak temizlenmelidir.

Bu kriz, sadece yerel önlemlerle değil, ulusal düzeyde bir koordinasyonla aşılabilecek bir durum olarak değerlendiriliyor. Dr. Eryiğit, ulusal bir protokol oluşturulması gerektiğini vurguluyor ve tüm kurumların bu konuda iş birliği yapması gerektiğini ifade ediyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak topluluk şartlarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan kamuajans.com İnternet Sitesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz

Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Haber Haberleri