Otobüs, metro, taksi ve minibüs gibi ulaşım araçlarında uygulanacak bu yenilik, güvenlik önlemlerini artırmaya yönelik önemli bir adım olarak görülüyor.
Yüz tanıma ve kamera sistemi ile güvenlik sorunlarına çözüm
Son yıllarda toplu taşıma araçlarında yaşanan güvenlik sorunları, özellikle kazalar ve hırsızlık vakaları, halkı endişelendiren konular arasında yer alıyordu. Yeni düzenleme ile birlikte, her araçta mobil araç içi kamera sistemlerinin çalışması zorunlu hale getirildi. Yüz tanıma teknolojisi, bu kameralarla entegre çalışarak sürücüler ve yolcuların güvenliğini sağlamayı hedefliyor.
Sürücü mesai takibi ve aşırı yorgunluk sorunu
Bakan Uraloğlu’nun açıklamalarına göre, yüz tanıma sistemi sadece güvenliği artırmakla kalmayacak, aynı zamanda sürücülerin fazla mesai yapmalarını da engelleyecek. Sürücülerin günde 8 saatten fazla araç kullanması kanunen yasak, ancak bazı durumlarda aynı sürücünün belge değiştirerek araç kullanmaya devam ettiği tespit edilebiliyordu. Bu yeni teknoloji sayesinde, sürücülerin mesai saatleri anlık olarak izlenecek ve bu tür durumlar ortadan kaldırılacak.
Kazaların azaltılması için yeni adımlar
Toplu taşıma araçlarında yaşanan trafik kazalarının artış göstermesi, yeni düzenlemenin gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu. Yapılan araştırmalara göre, bu kazaların çoğu dikkatsiz sürüşler nedeniyle meydana geliyor. Yüz tanıma kameraları, sürücülerin daha dikkatli olmalarını sağlayacak bir mekanizma olarak işlev görecek. Bu sayede, kazaların önlenmesi ve daha güvenli bir yolculuk deneyimi sağlanması hedefleniyor.
Türkiye genelinde uygulama başlayacak
Yeni düzenleme, 2025 yılı itibariyle Türkiye genelinde tüm toplu taşıma araçlarında uygulanacak. Bursa’daki taksilerde de ilk kez devreye giren bu kamera sistemi, büyük şehirlerden küçük ilçelere kadar her alanda etkin olacak. Yüz tanıma teknolojisi, tüm yolculukları daha güvenli ve kontrollü hale getirecek.
Uygulamanın kapsamı ve güvenlik önlemleri, toplu taşıma kullanıcıları ve sürücüler için önemli değişiklikler yaratacak. 2025 yılına kadar geçiş süreciyle birlikte, bu teknolojilerin kullanımı yaygınlaşacak ve yolculuklar daha güvenli hale gelecek.