Merkez Bankası’nın, asgari ücret belirleme sürecinde herhangi bir taraf olmadığını vurgulayan Karahan, yapılan iddialara sert bir yanıt verdi. Karahan, "Bize atfedilen kapalı kapılar ardında başka şeyler konuştuğumuz tamamen yalan. Bizim bu konuda bir tavsiyede bulunmamız söz konusu olamaz," diyerek TCMB'nin rolünü net bir şekilde ortaya koydu.
TCMB Başkanı, asgari ücret artışlarıyla ilgili herhangi bir normatif görüş belirlemenin doğru olmadığını belirtti. Asgari ücret artışının belirli bir kurula ait olduğuna ve bu kurulun çeşitli ekonomik kesimleri dinleyerek kararlar aldığına dikkat çekti. Karahan, "Bu sürece dair resmi ya da gayri resmi bir tavsiye verme durumumuz yok," diye ekledi. Ancak TCMB'nin asgari ücret artışlarını doğrudan etkilememekle birlikte, enflasyon tahminleri yaparken bu gelişmeleri göz önünde bulundurmak zorunda olduğunu da belirtti.
Yüksek enflasyonun ücretler üzerindeki olumsuz etkisi
Karahan, yüksek enflasyon ortamında ücretlerin reel olarak eridiğini vurguladı. Türkiye'nin karşı karşıya olduğu enflasyon sorununa çözüm olarak fiyat istikrarını sağlamak gerektiğini ifade etti. "Enflasyon düştüğünde, alım gücü artacak ve bu refah artışı tüm kesimlere daha adil bir şekilde dağılacak," diyen Karahan, TCMB olarak bu yönde kararlı adımlar attıklarını belirtti.
Ekonomik faaliyetle asgari ücret ilişkisi
Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay ise, asgari ücret artışlarının ekonomik faaliyetle ilişkisini değerlendirdi. Akçay, "Ekonomik faaliyet zayıfken yapılan artışların etkisi daha sınırlı olur," diyerek, bu dönemde yapılacak bir asgari ücret artışının enflasyon üzerindeki etkisinin daha düşük olacağını söyledi. Ayrıca, düşük vasıflı çalışanların ücretlerinin korunması gerektiğine dikkat çeken Akçay, "Bu dönemde asgari ücret artışının diğer ücret artışlarının gerisinde kalması muhtemel," dedi.
İleriye dönük endeksleme ve asgari ücret
TCMB'nin geleceğe yönelik ekonomik politikaları üzerinde de açıklamalar yapan Karahan, bir noktada "ileriye dönük endeksleme" sistemine geçilmesinin zorunlu hale geleceğini belirtti. Hem kamuda hem de özel sektörde bu sistemin devreye girmesinin en uygun zamanının bu dönem olduğuna işaret etti.
Asgari ücret artışlarının ekonomik dengeyi bozmadan, düşük gelirli çalışanları olumsuz etkilemeden yapılması gerektiğini belirten Karahan, bu süreçte enflasyonun kontrol altına alınmasının önemine vurgu yaptı.
Karahan ve Akçay’ın açıklamaları, asgari ücret artışının yalnızca bir ekonomik gösterge değil, aynı zamanda tüm ekonomi için kritik bir denge unsuru olduğunun altını çizdi. Bu dönemde, enflasyonla mücadeleye odaklanarak, asgari ücret artışlarının geçişkenliğinin minimuma indirilmesi gerektiği ifade ediliyor.